Bütün isimler, sözler ve çağrıştıkları anlamlar birbirlerine girdiler. Anlamlarını kaybettiler. Ve diğerleri... Artık konuşmanın bir anlamı kalmadı benim için zaten dinleyenim yok. Susmak istiyorum ama susamıyor konuşmak istiyorum. Ruhumda artık hiçbir şey hissetmiyor. O eski heyecan kalmadı bedenimde ve kalbimde. Artık kimse için öyle atmıyor kalbim. Mutsuzluk şekil değiştirerek, yaklaşıyor artık yanıma... Siyah yine siyah olabildiğince... Karışıklık... Niye yazıyorum bunları sizlere bilmiyorum. Ama bildiğim birşey var ki içimde kalmalı bu sözler bu düşünceler... Yazmaktan kim ölmüş ki (Marquis De Sade) :) Bende yazayım ölene kadar damarlarımda bir damla kan kalmayana kadar yazayım. Bu değildi söylemek istediğim asıl söylemek istediğim ne kadar çok susmak istediğim. Beni anlayan var mı bu kadar çok anlamsız söz arasında tespit eden var mı benim hastalığı mı? Kocaman bir ağırlık var üstümde artık. Ve tekrar ölmeyi bekliyorum. Arkamda bırakacakları düşünmüyorum. Siktir et gitsin diyorum. bU hayatta hiç birşey kafana takmayacaksın.Yaşlı bir amca diyor bana hastanede "Bu hayatta herkesi siktir etmeyi öğrendim..." ne kadar haklı değil mi ama ben siktir edemiyorum. Kullanılmaya müsait bir aptalım ben...
Siz buraya daha önce gelmiştiniz. Tabii gelmiştiniz ya.. Ben gördüğümün insanları asla unutmam. Buraya gelin elinizi sıkayım! Şubat ayına girerken açılan bloglar güzel olurlar neden mi? Çünkü şubat kışın sonu ilkbaharın başıdır aslında. Ne harika değil mi? Şubat istediğim kadar blogumda kalır. Bu bizim elimizdedir. Benimle eminim biraz oturur ve bir çay içmek istersiniz... Dünyadaki herşeyden bahsedelim. Uzun sohbetler yapalım. Kabul edilecek dualar diyorum bu bloga çünkü bir blog bazen seslerimizi duyurmak için daha bir etkili oluyor. Sıkıcı bir günü reklendirmek için korkunç, kin ve acı dolu hikayeleri kullanalım mı? Hissediyorum. Fırtına yaklaşıyor. Blogun adı garip değil mi "Kabul Edilen Dualar" kim bilir içinde neler, neler var?
:) sen susmaması gereken bir dehasın ahmetcim.
YanıtlaSil